23 NİSAN
Türk siyasi tarihinde ilk parlamento Osmanlı döneminde İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan törenle 19 Mart
1877'de açıldı. Bu meclis, Kanuni Esasi'ye
göre "Meclis-i Umumi" olarak adlandırılmıştı. "Ayan
meclisi" ve "Meclis-i Mebusan" olmak üzere iki kısımdan oluşan
bu meclis, ilk oturumunu 20 Mart 1877 tarihinde Sultanahmet'teki İstanbul Üniversitesi
binasında yaptı. Kısa süren bu meclis 93 Harbi nedeniyle dağıldı. Daha sonra yapılan
ikinci genel seçimlerin ardından 18 Aralık 1877'de yeniden açılan meclis,
Kanuni Esasi'nin verdiği yetkiyle padişah II. Abdülhamit tarafından 14 Şubat 1878'de kapandı.
1908'de bir seçim kanunu dikkate alınarak
ilk seçim yapıldı. Seçme yaşı 25, seçilme yaşı 30 olan bu seçimlerde vergi
ödeyenler oy kullanabiliyordu. 17 Aralık 1908'de yeniden açılan meclis, İşgali’ne kadar açık kaldı. Üç yıl
sonra ise İstanbul'da ilk kez bir ara seçim yapıldı. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkmasından
sonra bu meclis Mondros Ateşkes Anlaşması sonrasında İstanbul'un işgali
nedeniyle 11 Nisan 1920'de resmen kapandı.
Mustafa Kemal Atatürk önceden beri Meclis-i Mebusan'ın İstanbul'da
değil, Anadolu'da
toplanmasını istemekteydi. İşgal altındaki İstanbul'da meclisin tehlikede
olduğu savunuyordu. Atatürk'ün bu düşüncesine karşın Heyet-i Temsiliye'nin
yaptığı toplantılarda meclisin İstanbul'da toplanması fikri ağır bastı. Meclisi
Mebusan üyelerini belirlemek için Ali Rıza Paşa hükümeti
döneminde seçimler yapıldı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti üyeleri
seçimlerde başarılı oldu.
Heyet-i Temsiliye,
seçilen milletvekillerinin Meclis-i Mebusan'da
"Müdafaa-i Hukuk" adında bir grup oluşturmasını istemekteydi. Buna
karşın Meclis-i Mebusan'da böyle bir grup kurulamadı. Ancak heyet, yeniden
açılan Osmanlı Mebusan Meclisi’ne üye olarak İstanbul’a gidecek olan mebuslarla
görüşmeler yapmıştı. Heyet-i Temsiliye, hazırladıkları Misak-ı Milli’nin
Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesini sağladı.
Heyet-i Temsiliye'nin başkanı olan
Atatürk, kendisinin Meclis-i Mebusan'ın başkanı seçilmesini ve Anadolu'da süren
hareketin yasal olarak tanınmasını istiyordu. Ancak 18 Mart 1920'de İngiliz
işgal kuvvetleri Meclis-i Mebusan'daki Heyeti Temsiliye milletvekillerini
tutukladı ve sürgüne gönderdi. Bu tutuklamalardan sonra 18 Mart 1920'de
Meclis-i Mebusan kapandı.
Atatürk, bunun üzerine Heyet-i
Temsiliye'yi temsilen meclisi Ankara'da
toplanmaya çağırdı ve 21 Nisan 1920'de yayınladığı bir bildiri ile meclisin 23
Nisan 1920'de toplanacağını duyurdu. 23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından dualar ile meclis açıldı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti ve Meclis-i Mebusan üyelerinden oluşan 324 milletvekili
ile kurulan meclis, zorluklar nedeniyle 115 milletvekili ile açıldı. Aynı gün
gerçekleşen toplantıda meclis adının "Türkiye Büyük Millet Meclisi"
olmasına karar verildi. 23 Nisan 1920
tarihinde, Parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey (d.
1845), Başkanlık kürsüsüne çıktı ve konuşma yaparak Meclis'in ilk toplantısını
açtı.“Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi
sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde
alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini
yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ederek, Büyük Millet Meclisi'ni
açıyorum.”
Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe
dayalı yeni Türk parlâmentosunun adı da "Büyük Millet Meclisi" olarak
konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsedi. Daha sonra Atatürk'ün tüm konuşmalarında
yer aldığı şekliyle ve ilk kez 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu
Kararnamesinde de yazılı olarak, "Türkiye Büyük Millet Meclisi"
(TBMM) adı kalıcılık kazandı.
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci
toplantısında Mustafa Kemal Atatürk'ü meclis başkanlığına
seçti. Atatürk, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği
gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü
23 Nisan 1921'de çıkarılan “23 Nisan'ın Milli Bayram Addine
Dair Kanun” ile Türkiye'nin
ilk ulusal bayramı olmuştur. İlk kez ortaya çıkan bu bayramda ne
ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmekteydi. Zaten daha o yıllarda Osmanlı
saltanatı hala kanunen hüküm sürmekteydi. 1 Kasım 1922'de saltanatın
kaldırılmasıyla 1 Kasım,
Hakimiyet-i Milliye Bayramı (Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak kabul edilmiştir.
Daha sonraki yıllarda, TBMM'nin açılış tarihi olan 23 Nisan "Milli
Hakimiyet Bayramı" olarak kutlamış ve bu durum 1 Kasım'ın uzun vadede
bayram olarak unutulmasına neden olmuştur.1935'te bayramlar ve tatil
günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve "23 Nisan Millî Bayramı"nın
adı "Millî Hakimiyet Bayramı" haline getirilmiş, böylece 1 Kasım
Hakimiyet-i Millîye Bayramı ile 23 Nisan Millî Bayramı birleştirilmiştir.
23 Nisan'ın Çocuk Bayramı oluşu yine TBMM'nin açılışıyla
ilişkili olmasına rağmen, tamamen ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar da öyle devam etmiştir.
Bu Bayram 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin (günümüz Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun) o günü "Çocuk Bayramı" olarak duyurmasıyla
başlamış kabul edilir. Aslında Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23 Nisan'la ilgili
çalışmaları daha önceki yıllarda vardır ve hatta çocuklardan da söz edilmiştir.
Kurum, 23 Nisan 1923'te millî bayram için pullar bastırmış ve satmıştır.23
Nisan 1924'te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde "Bu gün Yavruların Rozet
Bayramıdır" ibaresi yer almış, 23 Nisan 1926'da da yine aynı gazetede
"23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür" başlıklı bir yazı kaleme alınmış
ve bu yazıda cemiyetin bu günü çocuk günü yapmaya çalışarak doğru yolda olduğu
ve para kazanan herkesin bu gün cemiyete çocuklar için bağışta bulunması
gerektiği vurgulanmıştır.
23 Nisan'ın Çocuk Bayramı olarak kutlanışı
23 Nisan 1927'de Atatürk'ün himayesinde başlamış,
Cumhurbaşkanlığı Bandosu çocuklar için konser vermiş ve Ankara'da çocuk balosu
düzenlenmiştir. 1928'de Dr. Fuat (Umay) Bey'in teklifiyle daha geniş içerikli
bir program hazırlanmış, ilanlar verilmiş, halk davet edilmiş, çocuk alayları
oluşturulmuş, yarışmalar ve geziler düzenlenmiştir. 1929'daki 23 Nisan'dan önce
HEC 23-30 Nisan haftasını çocuk haftası olarak duyurmuş, etkinlikler
çoğaltılarak bir haftaya yayılmıştır. Asıl bayram yine 23 Nisan'da kutlanmış,
çocuk balosu yine Atatürk tarafından himaye edilmiştir. Yine de HEC ve Türk Ocağı'nın bütün çabalarına rağmen ülke çapına yayılmada
sorunlar yaşanmıştır. Birkaç yıl böyle gitmesi üzerine, Kırklareli milletvekili
Dr. Fuat Umay'ın
teklifiyle 20-30 Nisan arasında tüm telgraf ve mektuplara Himaye-i Etfal Şefkat
Pulu yapıştırılması mecliste onaylandı. Yasa, 14 Nisan 1932'de yürürlüğe girdi.
1933 yılı 23 Nisan'ında Atatürk yeni
bir gelenek başlattı. O sabah çocukları makamında kabul etti ve onlarla sohbet
etti. Aynı yıl stadyumlarda beden hareketi gösterileri yapılmaya başlandı. O
bayram, Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey'in
kaleme aldığı Andımız çocuklar tarafından ilk kez okundu. 1933'te
artık Çocuk Bayramı devlete de mal olmuştu. Yine de 1935'teki yasa
değişikliğinde çocuk bayramında hiç söz edilmedi. Yalnız resmî ismi konmamış
olsa da, Milli Hâkimiyet Bayramı'nın yanında "23 Nisan Çocuk
Bayramı", devlet ve toplum örgütlerinin ortaklaşa hazırladığı programlarla
kutlanmaya devam edildi.
1970'lerde artık 23 Nisan Çocuk Bayramı
tüm ulustan katılım alan bir bayram halini almıştı. 1975'ten itibaren TRT de
programlarıyla destek vermiş, 1979'da resmî Millî Hakimiyet Bayramı törenlerine
çocukların da katılmasına karar verilmiş, 1980'de de "Çocuk
Parlamentosu" oluşturulmuştur. Böylece
23 Nisan Çocuk Bayramı, Millî Hakimiyet Bayramı'yla tamamen aynı etkinliklerde
kutlanmış oluyordu. Nitekim 1981'de birleştirilecekti.
Günümüzde 23 Nisan günlerinde bayram Türkiye Cumhuriyeti devleti erkanının başta Anıtkabir olmak üzere çeşitli Atatürk
anıtlarında yaptıkları resmî törenlerle başlamakta, stadyumlarda ilköğretim öğrencilerinin hazırladığı
gösterilerin sergilenmesi ve resmî geçit töreniyle devam etmektedir. Akşamları
da büyük şehirlerde fener alayı düzenlenir. Resmî törenlerden sonra bayram yeri
olarak nitelendirilen çayırlarda güreşler, koşular ve başka çeşit yarışmalar
düzenlenir. Çeşitli sivil toplum örgütleri veya kuruluşlar tarafından
düzenlenen etkinlikler yer alır. Önceden belirlenmiş öğrenciler kısa bir
süreliğine kurumlardaki devlet memurlarının makamlarına oturur, onlarla orada
sohbet edilir. Ayrıca 23 Nisan
günü Türkiye'de resmî tatil günüdür. İlköğretim
öğrencilerine 24 Nisan günü de tatildir.
1979 yılında düzenlenmeye başlayan TRT Uluslararası 23
Nisan Çocuk Şenliği, 23 Nisan'ı tüm dünya çocuklarının kutladığı bir bayram
haline getirmeyi amaçlayan bir şenliktir.
İlkine yalnızca SSCB, Irak, İtalya, Romanya ve Bulgaristan'ın
katıldığı şenlik, günümüzde yaklaşık 50 ülkenin çocuklarının katılımıyla
düzenlenmektedir. 1979'dan
2000'e kadar Türkiye'nin başkenti Ankara'da düzenlenmiş, ondan sonra
Türkiye'deki başka kentlerde de gerçekleştirilmiştir.