16 Temmuz 2011 Cumartesi

İzmir'in Dünyadaki Tek Sesi : Dario Moreno









Anadolu’nun batı yakasında, bütün Ege kıyılarının Yunan çizmeleri altında ezildiği sıralarda, Aydın’da, bahar ayına rastlayan bir günde 03 Nisan 1921 günü bir erkek çocuk dünyaya geldi. Daha sonraları ünlenecek olan bu çocuğun asıl adı David Arugete idi. Ancak biz onu Dario Moreno olarak tanıdık.

Yahudi asıllı olan ailesiyle birlikte Aydın’da yaşayan Dario, tren istasyonunda çalışan babasının trajik bir şekilde vurulmasının ardından çok küçük yaşta yetim kaldı. Bu olay sonrası annesi ve dört kardeşi ile birlikte İzmir’e yerleşen ailede, anne Madam Roza, Dario’yu geçim sıkıntısından dolayı Nido De Guerfanaos yetimhanesine vermek zorunda kaldı. İlkolu Yahudi okulunda bitiren Dairo, gençlik yıllarında pek çok değişik işte çalıştı.

Çalıştığı yıllarda kendini yetiştirdi ve İzmir’de Kardıçalı İşhanında, yanında getir götür işlerinde çalıştığı İzmir'in ünlü avukatlarından birinin kâtipliğine yükseldi. Ayrıca geceleri İzmir Milli Kütüphane'ye gidip Fransızca çalışıyordu. Yine bu sıralarda başlayan gitar merakını eline geçen bir gitar aracılığı ile geliştirdi. Aynı dönemlerde Bar-Mitsvah törenlerinde şarkılar söylemeye başladı.

Gençlik çağlarında kendi semtinde ve İzmir'de iyice tanınır olmuştu. Moreno askerliğini II. Dünya Savaşı sıralarında piyade olarak Akhisar Orduevi'nde yaptı. Burada caz orkestrasında solistlik yaptı ve yine Konya ile Adana'daki askeri yerlerde sahneye çıktı. Askerlik döneminde müzik ile daha içli dışlı olan Moreno o zamanlar İzmir Kordon'da bulunan NATO binasının yerindeki Marmara Gazinosu'nda da sahneye çıktı.

Moreno ilk konserini ise Konak vapur iskelesinin üzerindeki gazinoda verdi. Moreno müzisyenliğini biraz daha ilerletince annesi Madam Roza ile birlikte Mithatpaşa Caddesi üzerinde bulunan Karataş semtindeki Asansör Sokağı'na taşındı. Sokağın bugünkü adı Dario Moreno Sokağı'dır. Halk arasında bu sokak ve çevresi "Asansör" olarak anılır.

Gittikçe daha da ünlenen Dario Moreno'nun ünü İzmir Palas otelinde iyice parladı. Askerlikten sonra ise Moreno bir süre İstanbul Fenerbahçe'deki Belvu Gazinosu'nun sahnesine çıkmaya başladı. Bu arada Moreno, Ankara'da bulunan Bomonti Gazinosu'nda sahne almak üzere iki gün için Ankara'ya gitti. Ancak iki yıl Ankara'da kaldıktan sonra tekrar İstanbul'a dönebildi ve Fritz Kerten'in orkestrasına solist olarak girdi. Moreno Ankara'da kaldığı yıllarda Orhan Veli ile oda arkadaşlığı da yapmıştır.

İstanbul'da bir yıl boyunca çalıştıktan sonra Atina'ya geçti. Burada çalışırken Paris'te bulunan bir emprezaryoya telgraf çektikten sonra oraya gitti. Moreno burada ilk olarak Perto Del Sol Müzikholü'nde sahneye çıktı. Paris'teki ilk yılları başarısızlık yıllarıdır. Almanya'daki Amerikan askeri kulüplerinde bir müddet şarkı söyledikten sonra Fransa'da ilk defa Jezabel şarkısı ile olağanüstü bir başarı elde etti. Paris'te; daha sonra Cannes'da bulunan Palm Beach Oteli'nde şarkı söyleyen Moreno daha sonra söylediği "Adieu Lisbon" ve "Cou Courou Cou Cou" isimli kalipsolar ile ününü pekiştirdi.

İstanbul'da yanında çalıştığı Fritz Kerten ile annesini yanına aldırdı. Fritz Kerten'in adını Andre Kerr'e çevirterek piyanist olarak yanına aldı. Sezen Cumhur Önal ve Fecri Ebcioğlu Moreno'nun şarkılarına Türkçe söz yazmışlardır. Moreno Jacques Brel'in yazıp sahneye koyduğu ve başrolünü oynadığı L'Homme de la Mancha adlı müzikal eserde Sancho Pancho rolünü üstlendi.

Dario Moreno ayrıca 32 filmde rol almıştır. Daha 47 yaşında hayata gözlerini yuman Dario’nun ölümüne ilişkin söylentiler değişiktir. Bunlardan birisi 1 Aralık 1968 günü İstanbul Hilton Oteli'ndeki odasında ölü bulunduğudur. Öbürü ise havaalanına taksi ile giderken geçirdiği bir kalp krizi sonucunda öldüğüdür.

Kendisi İzmir'de gömülmesini vasiyet ettiği halde, ölümünün hemen ardından annesi Madam Roza oğlu Moreno'yu gömülmek üzere İsrail'deki Holon kenti gömütlüğüne götürmüş ve Dario orada toprağa verilmiştir. Her ne kadar bazı girişimler yapılmış olsa dahi ailesinin isteği üzerine ve de ne yazık ki Dario’nun kendi yazdığı “Vasiyet” isimli şiirine göre defni yapılamamıştır.

Vasiyet :
“İzmir, tatlı ve sevgili şehrim
bir gün şayet senden uzakta ölürsem
beni sana getirsinler...
fakat mezarıma götürürlerken "öldü" demesinler,
"uyuyor" desinler koynunda,
tatlı izmir'im...”

Eğlenmeyi, yemek yemeyi (özelikle İzmir köfte) ve İzmir’i taparcasına çok seven Dario’nun annesi Madam Roza ile birlikte yan yana bulunan İsrail Holon’daki mezar taşında bir ayyıldız bulunmakta ve taşın üzerinde Türkçe olarak şöyle yazmaktadır : “İzmir Çocuğu David Aguretta burada yatıyor”.

Dario’nun 90. doğum yılı anısına, 03 Nisan 2011…

Serkan KASALAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder